Oturup saatlerce sohbet edebildiğin, ya da hiç konuşmadan saatlerce yanyana durabildiğin, sevişmekten, birlikte uyumaktan, uyanmaktan, kahvaltı yapmaktan, film izlemekten, plan yapmaktan, tatile gitmekten, eğlenmekten, sıkılmaktan, hayattan yorulmaktan keyif aldığın birini bulabilmek ne zormuş. Şimdi şimdi anlıyorum…
Analitik düşünceye yatkın biri olarak hep “Hayatıma ne kadar fazla kadın girerse aşık olma şansım o kadar artar.” diye düşünürdüm. Ancak 1 yılı aşkın süre ve 30’u aşkın insandan sonra anlıyorum ki bu işin olasılık hesabı, permütasyon, kombinasyon veya bilumum diğer cebir hesabıyla hiç alakası yok. Sen kilitsin aşık olacağın insan da anahtar. Tanrı kalbini açacak anahtardan birkaç tane yaptırıp dünyaya savurmuş, sen o anahtarları nerde ne zaman hangi şartlarda nasıl bulacaksın tamamen kadere kalmış. Ha bulabilecek misin o da ayrı bir mevzu ama her konuda kafanın rahat olduğu bir insan bulmak gerçekten Allah’ın bir lütfu.
Ha bu arada aşkı aramak da ayrı bir keyif değil mi? Hafta sonu dışarı çıkarken ulan bu gece belki de hayatımın aşkına rastlarım diye düşünen bir tek ben miyim :) Aşka duyulan özlemle içtiğin rakı, dinlediğin şarkı, okuduğun şiir daha bir anlamlı değil mi? Hepimiz yüreği yaralı, hayat defteri denemelerle karalı, ölüme yalnız gitmemeye kararlı bir topluluğun birbirini tanımadan birbirine kadeh kaldıran üyeleri değil miyiz? Öyleyiz…
Dolayısı ile aşkı aramak güzel, bulmak daha da güzel. Eğer onu bulduğuna dair bir umut kırıntısı dahi varsa içinde yakasına yapış, ikna et, kıymet bil, elinden geleni ardına koma. Çünkü Aşk Kıymetlidir…
Basgann’a sor! Biz cevaplayalım…
F: Basgann Facebook Sayfası
T: @basgannasor
M: basgann@basgann.com