Geçen gün konserdeyiz; David Stanborn dinliyoruz. Adam gelmiş yetmiş yaşına ama işi bitmemiş bir Başgann! Bir çaldılar; bir coşturdular inanamazsın! Bilmeyen brolar için şöyle diyeyim adam saksafon konusunda üstat ve orkestrası ile fena halde caz yapıyor. Her geçen notada adamlar seyirciyi içine alıyor. Gerçi bu görüş taraflı olabilir tabi, çünkü biz Başgann’lar en az arabesk kadar caz müziğini çok seviyoruz.
Hem kadınları etkileyen hem de seni bir tık daha karizma gösteren müzik olmasının yanı sıra, müthiş bir armoni, akıcılık ve doğaçlama var bu müzik türünde. Zaten, bunu en iyi caz vokalleri çalışmamızda bu durumu anlatmıştık. Bugünde konser sonrası dayanamadık sana vokalsiz, enstrümantal bir liste hazırladık. Karşında Başgann’ın seçimi ile en iyi jazz müzik eserleri, hem de enstrümantal olarak…
Una Mas – Kenny Dorham
1924 yılı doğumlu Jazz sanatçısı özellikle borazan (trumpet) konusunda bir üstat. Müzik yaptığı dönem içerisinde dinleyiciler tarafından adı çok duyulmasa da gelecek dönemler içerisinde profesyonel müzik yorumcuları tarafından büyük takdir görmüş bir adam. Bu nedenle, kendisine “underrated” yani yeteri kadar değer verilmemiş sanatçı diyen bir çok yorumcu bulunuyor. Ölümünden önce de 1963 yılında “Una Mas”ı yani “one more time”ı biz dinleyicilere arağan ediyoruz. Ne diyelim Başgann! sağolsun ve her daim kalplerde var olsun.
The Sıdewınder – Lee Morgan
1938 yılı doğumlu bir Jazz sanatçısı sana… John Coltrane ve Hank Mobley gibi üstatlar ile beraber birçok çalışmada trumpetçi olarak çalışmış. Yalnız, her iyi sanatçı gibi, ne hikmetse hep böyle olur, 33 yaşında hayatını kaybetmiştir. 1963 yılında yapmış olduğu “the Sidewinder” eseri ile en büyük sanatsal başarısını elde etmiştir. “Sidewinder” parçasının pop müzik pazarı üzerinde büyük etkileri olmuştur; evet doğru duydun Pop müzik pazarı üzerinde… Çünkü onun başarısı ile “Blue Note” yani “worried note” yani duyguları ifade eden düzensiz nota, ritim onunla beraber Pop müzik piyasasına girmiştir. Eser mi aslen soul jazz olarak kabul edilir.
Freddıe Freeloader – Mıles Davıs
1926 yılı doğumlu Miles Davis, Dünya’daki sayılı Jazz üstatlarından birisi. Amerikalı sanatçı maalesef artık aramızda değil ama eserleri tüm Dünya’ya yayılmış. Boşuna üstat demiyoruz, Başgann! Bebop, cool, fusion, modal jazz ekollerinin oluşmasını sağlamıştır. Kendisi bir borazan (trumpet) üstadı. Ne kadar çok sevdik şu borazan kelimesini o da ayrı, terminolojimiz bu olsun, bro. Platinium kayıtlar arasında on numara beş yıldız olan “Kind of Blue” albümün ikinci şarkısı olan Freddie Freeloader ile de üstat olayı bambaşka bir noktaya taşımıştır. Eserdeki saksofon soloları Joe Coltrane’den, piyanoda da Wynton Kelly var.
My Favorıte Thıngs – John Coltrane
1926 yılı ve “Trane” doğar. “Trane” mi ? Nam-ı diğer John Coltrane, amerikalı jazz saksafoncu ve besteci. Bebop ve hard bop türünün lideri. Nemiş Başgann ? Bop, yani hızlı tempo jazz, virtüöz seviyesinde bir enstrümanı yansıtmak, doğaçlama yapmak bir notada şaşmamak. Yukarıda da kullandık aynı kelimeyi farketmişsindir. Artık aydınlandın. Her ne ise, yıl 1961 John 7. stüdyo albümünü çıkarıyor. Albümün adı , şarkının adı “My Favorite Things” ve bu eser “Grammy Hall of Fame” ödülüne sahip. Duygusal açıdan önemimi 1960 yılında John Coltrane, Miles Davis’ten bir hediye alır ve o hediye bir soprano saksafondur. Eser o saksafonun sesinden çıkar.
Collard Greens and Black Eyed Peas – Bud Powell
Bu kadar üflemeli çalgı üstadının üzerine bir de Jazz Piyanist olmasa ayıp olurdu değil mi Başgann! Bud Powell, Harlem’de doğan modern jazzın öncü ismi. Hatta, kendisi “Father of Modern Jazz Piano”. Yani, piyanonun modern jazz konusundaki babası kendisi. Yazmış olduğu bestelerdeki şarkılarının akışındaki armonik uyumsuzluk ve onunla oluşturduğu sayısal bütünlük ve denge ile farkını ortaya koymaktadır. Amma kompleks bir cümleye el attık ama adamı anlatması zor bro. En iyisi 1953 yılında New York’ta kaydetmiş olduğu eserine odaklanmak.
More Today Than Yesterday – Charles Earland
1941 yılında doğan Charles Earland’ın, Pat Upton tarafından bestelenen bir eseri yorumlaması ile başlayan bir yolculuk diyebiliriz. Charles Earland 1941 doğumlu bir soul jazz sanatçısı. Black Talk adlı albümünde de “More Today Than Yesterday” adlı şarkıyı gayet temiz bir şekilde dinleyicilerine sunuyor. Bunu zaten demiştik ama olsun bir daha dememiz gerekti ki dedik değil mi Başgann! Her neyse, bizce en önemli olan şey şarkının adı “Dünden daha çok bugün”. Yorumla ve özümse bro, zaten eseri dinlerken hissedeceğin çok fazla şey var.
Yardbırd Suıte – Charlıe Parker
1946 yılında jazz saksafoncu Charlie Parker tarafından bebop tarzında sunulmuş bir eser. Eser klasik jazz eserlerinin dizgisi, kurgusu vs. -artık sen ne demek istersen Başgann- haricinde gelişen bir yapıya sahip. Dedik ya bop nedir? Düzensizlik, hız… Aynı sen bro. Şarkı bu arada bebop dinleyicileri için tam bir marş olarak kabul ediliyor. Öyle bir eser yani. Her ne ise Yard Bird’deki Bird olayı da Charlie Parker’ın takma adından geliyor. Yani, kuş… Tam bir klasik eser, koy kahveni iç…Dinlerken ne demek istediğimizi anlayacaksın.
Take Fıve – Dave Brubeck
Amerikalı jazz piyanist ve besteci, Dave Brubeck’in yer almadığı bir Jazz serisi düşünülemezdi. 1959 yılında çıkan “Time Out” albümü ile gelmiş geçmiş en çok satan jazz single’nın sahibi yani. Anladın sen onu adam bildiğin jazz’ın ağa babalarından. Kankası Paul Desmond, o da jazz saksafoncu. Bu nedenle, albümlerin tadına doyum olmuyor. Şarkıya dönersek dinlediğinde çözeceksin ki bu şarkıyı dinledin. Aslında her yerde çalan bir şarkı. Bir çok TV vb. programın açılışında duymuş olma olasılığın var. Şarkının ana melodisi düzenli bir piyano motifi üzerine kurulu. Bu motifin üzerine müthiş bir saksafon ve davul performansı ekleniyor. Tadından yenmiyor.
Take The A Traın – Duke Ellıngton
Edward Kennedy Ellington, yani “Duke”. 50 yılın üzerinde ölümüne kadar jazz yapan bir adam. Bir piyanist ve Jazz Dünya’sının tartışılmaz başarıya sahip sanatçılarından birisi. Orkestrasının içerisinde beraber çalıştığı diğer sanatçılar da tek başına bir virtüöz olarak kabul görmüş, düşün nasıl bir müzikalite. Mesela saksafoncu Johnny Hodges. Her neyse orkestra gayet yerinde yani. “Take The A Train” ise orkestranın “Signature Tune”u. Yani, imzası. Duke Ellington denilince en çok akla gelen eseri. Artık bunu sen de biliyorsun Başgann!
A Song For My Father – Horace Sılver
Horace Silver Quintet’in yani Horace Silver Beşlisi’nin 1965 yılında piyasaya sürdüğü yine aynı ismi taşıyan albümün bir numaralı eseri. Hard bop tarzında eserler veren jazz piyanist Horace Silver bu eseri Brezilya’ya yaptığı bir ziyaret sırasında besteliyor. Şarkının sözlerinde ise, babasının doğduğu topraklar olan Portekiz’den ve babasından bahsediyor. Bu nedenle de albümün kapağında da babasının resmi bulunuyor. Adı üstünde babası için yazılmış bir eser. Gerçi enstrümantal bir anlayışımız var bu listemizde o yüzden, sana enstrümantal haliyle sunuyoruz.
Başgann! Sana her türlü müzik eserini detaylı bir şekilde, müzik türleri altında anlatmaya çalışıyoruz. Her geçen gün konunun uzmanı olduğuna da inanıyoruz. Bir kadın ile müzik konuşmaya başladığında onu ne kadar şaşırtabileceğini artık biz bile düşünemiyoruz. Hişşş…Hadi yine iyisin güzelsin, çiçeksin…Ne demek boynumuzun borcudur.
Hadi bize eywalla…
F: Basgann Facebook Sayfası
T: @basgannasor
M: basgann@basgann.com