Aidiyet bazen yük omuzunda bazen ise kaçamadığın bir ihtiyaç. Bazen sakınırsın birine ait olmaktan, bazen ise birilerine, bir kuruma, bir ideale ait olmak kendini güvende hissettirir. Peki nerden geliyor insanoğlunun aidiyetle dansının kökeni? Sandığından çok daha eskiye dayanıyor Başgann, taa sürü olarak takıldığımız zamanlardan. Bak garip geldiyse anlatıyorum;
O zamanlar bizim ecdad, toplayıcılık ve avcılıkla uğraşıyor hamdolsun. Sürekli sürü halinde takılınıyor, sürüden ayrı düşeni Tyrannosaurus Rex’ler kapıyor. (inşallah doğru yazdım:) İşte bir sürüye ait olmak taa o zamanlarda mantıklı hale gelmeye başlamış insanoğlu için.
Bugünkü durum ise farklı ama temelde aynı. Bir arkadaş grubuna (yani sürüye) ait olmak artık sürekli konuşacak birilerinin olması, ihtiyacın olduğunda yanında olacak insanlar anlamına geliyor mesela. Bir kadına ait olmak her ihtiyacın olduğunda sarılacak, sevişecek, sohbet edecek, aktivite yapacak, seni duygusal ve fiziksel olarak tatmin edecek bir partnere sahip olmak demek. Eee ne güzel işte dediğini duyar gibiyim.
Neden birine ait olmak bir noktadan sonra yük olmaya başlar ya da başlayabilir diyelim? (her zaman öyle olmak zorunda değil) Avcı ve toplayıcı güdülerin yandaki ormanda daha lezzetli yiyecekler, daha ilginç av hayvanları olduğunu fısıldamaya başlar kulağına ve sen kabilenden, kadınından ayrılıp da gidemiyorsan aidiyet yük gelmeye başlar.
Her ne kadar medenileşmiş olsan da ecdadımız gibi avcıyız Başgann, genetik kodumuzda var. Dolayısı ile kaçarı yok hayat boyu ulan ait mi olsam Yalnız Kurt mu takılsam gel-gitlerini yaşayacaksın. Sana verebileceğim tek tavsiye mümkün olduğunca hesapsız kitapsız içinden nasıl geliyorsa öyle yaşa çünkü hayatta ailen ve evladın dışında kimse için yaptığın fedakarlıkları biriktiren bir banka hesabı yok!!!
Ne demek, boynumuzun borcudur!
Basgann’a sor! Biz cevaplayalım…
F: Basgann Facebook Sayfası
T: @basgannasor
M: basgann@basgann.com