Uyarı: Bütün uyarılar geçersiz.
Soğuk! Kar ve kış. Nisan’dan sonrası Mayıs oysa, hatta neredeyse Haziran. Düşünmesi bile sıcak. Soğuk diğer yandan buz tanelerine benziyor. Hayır, dışarıda değil, donuyoruz büsbütün. Karlı bir imge beliriyor, buz mavisi her yer. Az sonra donacağız. Çılgınlık bu ya, seni düşünesim geliyor.
İnsanlar, hep devam eden, bir türlü bitmeyen konumuz bu fırtınanın ne zaman sona ereceği. Öyle ya cam kırığı her yer. Her yerimizde çizikler. Her sözde gizli bir keskin parça saklı. Alışkınlıklar yoklanıyor, sert bir coğrafya kaldırmıyor hassaslığı. En kabaların hayatta kalacağına dair bir batıl inanç kendini gösteriyor kültürde. Ne kadar buna uyum sağlarsan o kadar rahat etmeni sağlarız, dendiğini duyar gibiyim. Tek başına ne yapabilirsin? Birbirinden iğrenen insanlar gibiyiz. Taşıma şirketleri bir tek kırık camları özenle paketliyor. Soğuk bile daha sıcak.
Yıldız savaşlarından farkımız pek yok bazen. Bir döngünün neresinde olduğumuz esas soru, kızgınlık ile kırgınlık iki şehir diyelim, git gel takılıyoruz. Kurguyu kabul ederken ne kadar hızlı ilerliyoruz. Biraz kibarlığı özlüyorum. Soğuğu hatırlıyorum. Hiç bir şey şart değil. Bu yazı bile. Gelin, yeniden başlayalım.
Soğuk, kara kış. Hangi ayda olduğumuzun bir önemi yok, hazırlıksız yakalandık. Kışlık kazaklar dolaplarda. Lazer kalkanları ise sadece insanlara karşı çalışıyor. Bir kahve dükkanında, arkadaşıyla oturan kız, yoldan geçen bir başka kızı izliyor. Bunu bilmeyen yok sanırım, birileri ile ilgileniyor insanlar. Bazen yanındaki, bazen kırmızı kaşkolü, beyaz saç ve sakalı siyah çerçeveli gözlüğüyle tam bir seyirlik veren, arkadaşı ile konuşan uzun boylu adam. İnsanlardan gelen bir ısı var, burada. Fırın varmış az ötede, yeni fark ediyorum. Başgann çok garip değil mi, yeni başlangıçlar.
Eskiden gelen cam kırıkları var bir yerlerden, boşlukları yokluyor. Kendilerine bir yer arar gibiler. Çokça lazer kalkanlarında kullanılıyorlar. ‘Hostile’ ortamlarda en gerekli ve tuhaf ki en bol malzeme bu cam kırıkları. Anlattıkça batıyor. Ne yapılabilir diye düşünsek, çözüm bulabilir miyiz, merak ediyorum. En güzeli kimseden bir şey beklememek, belki. Seviyorsak bile özen göstereceğimiz şeyi iyi seçmeli. Kendimiz ile karşı karşıya geleceğiz, farkındaysan. Kimse durduk yere cam kırığı toplamaya başlamıyor. İstediğini de sanmıyorum. Biraz özensizliklerimiz, ve çokça yalnızlıklar. Yalnızlığa karşı cesur olalım istiyorum. Bazen güzel bir şey olduğu için. Bazen en çok seni dinleyecek kişi de kendin olacağın için. Aynı fikirde olmayalım, bak ne güzel. Ben seni yalnız sevdim, diyebileceğim birisini merak ediyorum.
Aşk, çünkü başgann, ürperdiğimiz, çekindiğimiz, o kırık camlar ülkesi, aslında öyle bir yer değil. İki kişilik bir dünya. Olduğun insan olarak seni seven, hep daha iyiye doğru, yeniden başlayabilen. Bak ben bunu yayınlamazdım.
Glikoz Şurubu İçermeyen Yazılar , nam-ı diğer “Gideri olmayan yazılar 8, Altunizade, rs”
Basgann’a sor! Biz cevaplayalım…
F: Basgann Facebook Sayfası
T: @basgannasor
M: basgann@basgann.com