Uyarı: İki kişiliktir.
Aynı anda birini düşünmek hem mutlu edici hem de endişe verici nasıl olabilir, diye takıldım kendi kendime. Oysa birine dair bir şeyleri kendinde bulması, de ki hayal etmesi, o his… Tanımlayamadığımız ölçüde bizim olan o his… Bir inanç var burada. Onu düşünmek hem mutlu eder, hem de onun da kendi düşünceleri olduğu gerçeği.
Tekrar tekrar, farklı yerlerden başlayıp, yani birçok farklı şeyi düşünürken, varılan yerde aynı kişiyle karşılaşmak, fakat gerçekte değil de düşüncelerde. Eksik olan bir şeyler var, biliyorken özellikle, endişelenmek de gayet doğal. O seni düşünürken aynı yollardan geçiyor mu? Bunu bilemeyeceksin. Fakat onu düşünmek, seni mutlu ediyorsa, bu bile kendi içinde bir anlama sahip… Ne kadar çok şeyin değerini bilirsen o kadar iyi. Peki, endişe etmemeyi başarmalı mıyız? Daha doğrusu bu endişenin geldiği yere mi bakmalıyız? Belki de sevgi vardır orada. Büyük futbolcu Eric mesela taraftarların sevgisini kaybetme korkusunu, sevilen şeyleri kaybetme korkusu ile açıklıyor. Ne güvensiz bir 10 numara.
İşin aslı, her insan farklı bir aşk yaratır. Kimine göre, birden fazla ‘aday’ ile dönen bir oyun ve onun teorisi, kimine göre ise iki karakter arasında bir dünya… Diğer’in nasıl kurguladığı o yüzden çok önemli. Birincisinde, açık pazar tezgâhlarından edinilen rekabet çalışmaları ve iyi olan kazansın düşünceleri. Pek düşünceliyiz hani. Kimi bu doğadan diye iddia edebilir. Benim naif inancım tam tersi yönde. Aşk iki kişilik bir hayali gerçekleştirmek, sonra da onu geliştirmektir. Olası rakiplerinizi değil, onu düşündüğünüzde, aşk orada başlar. Şahsi kanaatim. Cinsel deneyimlerde de aynı insanla gelişen, hep yeniden başlayandan iyidir.
Gerçek aşk üçüncü şahıslara kapatır kendini. En azından buna inanan bir kişi var yeryüzünde. Fikrini değiştireceğini de hiç sanmıyorum. Sevgiye inan, Başgann. Kendine inan. Diğer’ine inan: Gel birlikte yeni kurallar yazalım. Yapabilir miyiz dersin?
Bu söylediğimi yapamayacak aklı başında yüz binlerce insan var. Burada başlayan müzik hangi dilde yaşadığımıza göre değişiyor. Tanju Okan’ın “Arkadaş Dur Bekle”si iyi, birer insan gibi. Oradan da saygı duyduğumuz Ayşe Hatun’a. Taklit ve taktikler ile dolu, kırıldıkça mutlu olmalı, bir yandan da hep özel hissetmek, ancak kitsch bir synthpop olur. Ancak içinde olunca iyi hissediyor insan. Bir tek hayallerimiz kalıyor, güzel kardeşim. Onlarla ilerledikçe düştüğümüz, gerçeklik diye katılığı öğrendiğimiz, monochrome bir yerler. Bitter and tasteless bir grilik.
Bir reklamda izlemiştim, var olduğunu biliyorum. Hayallerimizde yalnız değiliz. Cesaret edip atladıktan sonra, düşerken bile öğreniriz bakarsın uçabilmeyi.
Bak bu da iyi reklam olabilir istersen. Hadi yine iyisin.
Editörün Notu: biliyoruz ki Eric 7 numaraydı.
Gideri olmayan yazılar 35, Istanbul, rs
Basgann’a sor! Biz cevaplayalım…
F: Basgann Facebook Sayfası
T: @basgannasor
M: basgann@basgann.com
-
Uyarı: Her zamankinden getir başgann. Dünyadaki en önemli
-