Uyarı: Neye inanıyorsan, inan ki, doğrudur senin için. Zooloji sevmeyen okumasın.
Ülkemizin gençlik ve spor bayramı gününde, gittim spor yaptım. Ne zor şey, neden bıraktığımı, bir daha hatırladım. Bazı günler diğerlerinden daha iyi ya, başgann. U2 şarkısı olur kendisi. Benim bazı günlerim de bazen iyi. İnsanlara bağlı oluyor bu da genelde. Bir mesaj, bir telefon, bir sıcaklık. Kimisi için de bu böyle değil, onlar jeneratör gibi çalışıyorlar. Bal dök yala! Elbette bir jeneratöre bu kafayla gitme sen. Ağırdan al biraz. Sonra gene olan sana oluyor.
O da anlıyor, biraz daha yaklaşırsan alev alacağını, gene yedin mesafeyi başgann! Kimse seni sevmiyor mu, ne olacak bu halin. İşte tam da bu nedenle, gençlik ve spor bayramı var, git spor yap biraz. Aradığın sevgili, benchpress’ten başkası değil! Kimisinin ki de rowing machine. Zaten şarkının orjinali de sweatest thing!! Some days are better güzel kardeşim.
Bak dün ne yaptım. Ne güzel İzmir’den yazıyor olacaktım şimdi. Onun yerine uçağı kaçırdım. Hem de üç dakika ile neredeyse yetişiyordum. Hayaller ve gerçekler, başgann. İkisinin arası açılıyor yer yer. Benimki de şöyle gelişti. Önce biraz zor geldi gitmesi. Sonra, biraz geç çıktım evden. Sonra tarihi bir kara sinek yerleşti arabanın penceresine. Gitmiyor da gitmiyor. Ne yapıyor bu sörfçü kara sinek, derken bir sıvı çıkardı ve hemen havalandı. Burada iğrenç ne varsa hepsini unut. O da bir canlı. Öyle evolve etmiş, anla sen hangi kelimeler neden kullanmıyoruz, neye iğrenç dediğini bir düşün bu arada. Her neyse. O kadar gıcık olduğum bir hayvana bu kadar iltifattan sonra, benzinciye gidip su falan döktüm, sildim, temizlik ne iyi. Üzerine açtım trafik-yol durumu uygulamasını, yazdım havaalanını. Sıradışı bir yol önerisiyle geldi. Hiç çekinmedim, teknoloji bilir dedim. Yeşil yoldaki trafik belki bu nedenle yarım saat sonra çok anlamsız geldi. Üzerine en yaygın kablosuz telefon şirketinin interneti gitmesin mi! Bir de ben bunun üzerine açıp haritayı, kalbimin sesini dinleye dinleye ara yollara girmeyeyim mi! Bunları sahilde keyif yapar gibi yapıyorum, bu kadar da kırmızı ışığa mı denk gelinir. Bir şüphe belirdi tabi. Gitmesek mi? Çoğul yazdığıma aldanma, ben ve hayallerimiz orada. Bağlaç dediğin bir kelime değil sadece, bazen üç kelime, yerine göre, kişisine ve senin amacına göre.
Ekonomik otoparkı mecburen geçip, günlük ücreti dört kart pahalı fakat uçağa yakın otoparkta iyi bir yer bulunca, geri manevra yaparken açmadım uyarı ışıklarını, hangi teknoloji çağındayız, ben bunların otomatik olmasını istemiştim, wishful Başgann. Bir ayrıntıyı atlamışım. Herkesin acelesi var. İki saniyede arkada beliren araç da üçüncü saniyede bana çarptı. Mutluluk işte böyle bir his. Neyse ki çok bir şey yok. Her neyse, pür acele, enteresan şekilde boş güvenlik kontrollerinden hızlıca geçip, öndeki yolcunun 115 ml’lik deodorantı konulu ufak bir toplantıya da izleyici olarak katılıp, son çağrıdaki kontuarı buldum. Yanlış biliyor olabilirim, belki de gate’di. Her şey çok hızlı gelişince, tek hatırladığım, bu uçak şu uçak mı sorusuna, siz şu insan mısınız, sorusuydu. Tarihi bir evet dediğimi biliyorum. Üç dakika önce kapamışlar kapıyı. Adımı anonsta tekrarlarla dinleyen başgannlardan, verdiğim rahatsızlık için özür diler, bir sonraki seyahatte gene bizi tercih etmelerini canı gönülden isterim.
Gideri olmayan yazılar 17, İstanbul, rs
Not: Hayaller ve Düşüncelerin konusuyla ilgili yorumlarını Basgann Facebook Sayfası’nda yapabilirsin ! ya da istersen Basgann_Group’a tweet at !
-
Başgann, artık biraz gözünüzü gönlünüzü açmanın zamanı geldi. Bunun için
-
Başgann! Sen farklı bir adamsın, maceraperestsin. Öyle herkesin gittiği yerlere