Uyarı: Okuduktan sonra iki gün içinde unutun.
Her kadın bir Mila Kunis’tir, tanımların gereği böyle hem. Hayır, ne buluyorsun diye sorsan, çoğu kadın cevap da veremez. Sen, ben beğeniyoruz diye. Oysa kadınların bilmedikleri –daha doğrusu anlamak istemedikleri şey, erkeklerin hayatlarındaki kadınları her şeyden (bu biraz nesnel bir yorum ya hadi dur bakalım) daha çok beğendikleri. Tamam her zaman değil. Bazen ilgisi dağılabilir, hayatındaki esas kadını düşünmeyebilir de.
Fakat bir rakibi de yoktur onun. Nereden mi biliyorum. Kendi deneyimlerim ve çevremdeki deneyimlerden. Pek de sadık olmayan arkadaşlarımı da biliyorum, kız olsun, erkek olsun. Sizin adınıza da kınıyorum önce, sonra da dinliyorum. Ters oldu galiba sırası, neyse. İnsanlık işte ne yapacaksın. Bence sadakat süper bir şey, düşündüğüm neyse söyleyeceğim. Sonuçta, fark ettiğim şu oldu, esas kadın ya da esas erkek gel zaman git zaman bırakırsa… Esas dediğin insan bırakır mı, bırakmaz, diyen diğer partner de artık karakteri ekseninde hareket eder. Her ne kadar ayrılıkları kimse sevmese de, oluyor sevgili başgann. Eğer devam edebilecekse, ilişkide ümit varsa ayrılık olmasın o ayrı. Duygusal insanız, üzmeyin.
Gelin konumuza dönelim. Her kadın bir Mila Kunis’tir, canım. Ya da en azından öyle diyelim. Sevgili başgann, her kadından sana ne? Onu diyorum, seni en çok, acayip bir kişi ilgilendirir. O da hayatındaki. Hani telefonda sesini duyduğunda mutlu olduğun, söyledikleri karşısında şapşala bağladığın, bir mesajıyla seni dünyamızdan ayıran, ve bütün bunlara rağmen senin Mila’dan bahsedebiliyor olmanı yadırgamayan, o tatlı insan. Tamam belki bir günbatımı değil kendisi. O da nihayetinde bir insan. Seninle olan, seni anlamaya çalışan, bırak bunları seni kaale alıp da seninle konuşan biri. Böyle bir insan var! Bu, suyun kaldırma kuvveti kadar önemli bir keşif değilse, nedir bilmiyorum.
Her kadın birbirinden farklıdır, başgann. İnanır mısın, her insan da öyle. Bu nedenle hiç bir kadın, Mila Kunis olamaz, biri hariç. Onu da zaten, tanıyor olsaydın, belki bu kadar abartmazdın, arkadaş olurdunuz hatta. Neden olmasın, sen de bir tanesin aynı şekilde. Merak ettiysen, hayatına giren herkes öyle. Hepsinin değerini bilirsen, sen kazanırsın. Sonuçta ne demişler, aynaya gülümsersen, o da sana kızacak değil ya. Tabi eğer hayatında on tane kişiyi idare etmeye çalışıyorsan, beraber kızabilirler sana elbette. Hakettin. Peki diyelim ki, hepsini seviyorsun. İşte o demek oluyor ki, bir ilişki derecesinde değil her hangi birisi. Sen gene sev, fakat bütünlüğünü de koru. Seni seven kimse seni zorlamıyor aslında, sen de sev diye, biraz baskı yapabiliyorlar sade. Kimisi de bu kadar ilgi çeken birisi (bunun nasıl olduğunu kaçırdım mesela) ile konuşmayı bile istemeyebilir. Yani her kadın bir birinden farklıdır… Fakat hepsi ayrı güzeldir. Çünkü sevgi, her insanı güzelleştirir.
Bunu da en iyi ya Yves Saint Loren ya da Sophia Loren bilir. Güzellik içerideki hislerle ilgili olduğu için ya da her zaman kalan tek şey stil olduğu için.
Glikoz Şurubu İçermeyen Yazılar , nam-ı diğer “Gideri olmayan yazılar 10, Laatzen-Istanbul, rs”
Basgann’a sor! Biz cevaplayalım…
F: Basgann Facebook Sayfası
T: @basgannasor
M: basgann@basgann.com
-
Basgann sana bölümlerden bağımsız olarak, Başgann'ın üniversite seçimlerini
-
Aidiyet bazen yük omuzunda bazen ise kaçamadığın bir ihtiyaç. Bazen sakınırsın