Başgann ! Hayatına girmiş en güzel kadın kimdi hatırlıyor musun? Ne unuttun mu? Yok artık? O kadar da değil Başgann ! İlla ki birisi aklına geliyordur. Gelmiyor mu? Sen bu tek gecelik ilişkiler olayını abarttın galiba. Neyse, ne diyelim? Konuya biraz farklı bir bakış açısıyla bakalım o zaman. Bizce bir erkeğin hayatına giren ve unutamadığı kadınların çoğu onunla bir ilişki yaşayan kadınlar değil zaten. Bizce o kadınlar bir erkeğin hayatına ve düşlerine beyaz perde ile giriyorlar. Nasıl mı? Düşün Başgann, aradığın o kadını düşün ya da saatlerce fotoğraflarına baktığın, “The Fappenning” gerçekleştiğinde memelerine baktığın o kadını düşün kimdi o? Jennifer mı, yok yok Kate…
Demek ki neymiş Başgann! Hayatına giren ve düşlediğin kadın beyaz perdeden ya da ünlüler dünyasından birileriymiş. Saatlerce onu Google üzerinde stalk edip durmuşsun. Farkında değilmişsin. İşte tam da bu noktada biz de düşündük, taşındık ve eskimeyen güzeller kimler sana biraz bilgi vermek istedik. Yeni nesil güzeller dururken, eskileri ne mi yapacaksın? Ayıp ettin Başgann! Eski güzel deyip geçme, onlar bir nesli peşinden sürüklemiş ve geleceği değiştirmiş, ikon olmuş ünlüler. Günümüz Pop Kültürü içerisindeki goy goyculara benzemeler. Kültür ve kibarlıkları, gerçek kadın oluşlarıyla dönemi değiştirmişlerdir. Al bakalım sana gelmiş geçmiş en güzel sinema yıldızları Başgann!
Claudia Cardinalle
“Ben sadece kendi hayatımı değil, binlerce hayatı yaşıyorum. İşte bu yüzden, bu çok etkileyici bir şey…”
İtalyan arabaları, İtalyan mutfağı ve İtalyan kadınları… Nasıl etkileyici değil mi? İşte tam da bu noktada karşında bir İtalyan kadını. 1938 yılında doğmuş bir güzel. Nam-ı diğer Pembe Panter filminin İtalyan kadın yıldızı. 1957 yılında İtalya’nın en güzel kadını seçiliyor ve 1960’lı yıllarda birçok filmin içerisinde yer alıyor. En çok bilinenlerine gelince, “Girl with a Suitcase”, The Leopard, The Pink Panther, Once Upon a Time in the West. Oynadığı filmlerdeki başarılı oyunculuğu nedeni ile de birçok ödüle sahip. Altın Portakalı bile var. Tam bir kadın hakları savaşçısı ve kadın hakları konusunda UNESCO’nun iyi niyet elçilerinden birisi.
Lauren Bacall
“Erkekler önemli bir kişi olduklarını hissetmek isterler. Onlar kendilerinden daha genç ya da ünlü olmayan bir kadınla birlikte olduklarında daha iyi hissederler.”
Hafif dumanlı, seksi, içten gelen, çatallı bir ses ve işte kadın… Bir dönemin erkeklerinin hepsinin kalbini çalan güzel… Nasıl çalmasın ki? Uzun bacaklar, yeşil gözler ve baştan çıkaran bakışlar… Bir de üstüne seksi bir ses tonu eklendiğin de aklın gitti değil mi bro. Devam… 1942 ve 1959 yılları arasında birçok film çekiyor. ”Dark Passage”, “The Big Sleep”, “The Mirror Has Two Faces” öne çıkan filmleri arasında yer alıyor. Yalnız, filmlerinden çok dikkati çeken hikâyesi, 20 yaşında iken 45 yaşında olan Humphrey Bogart ile evlenmesi oluyor. Bu nedenle de lakabı, “Bebek”…
Natalie Wood
“Bu işin içerisinde sertleşiyorsunuz; ta ki birilerini sizin yerinize sert olması için işe alacak kadar büyüyene dek. Sonrasında sırtınızı yaslıyor ve hanımefendi oluyorsunuz.”
Natalie Zacharenko ya da Natasha… Aslında 4 yaşında sahnelere çıkmış ve sahne tozunu yutmuş bir güzel. Çok genç yaşlarında rol aldığı “The Rebel Without A Cause”daki başarısıyla Akademi Ödülü’ne layık görülüyor. Sonrasında “West Side Story” ile tüm Dünya’da adından söz ettiriyor. Güzelliğinin etkisi tüm Dünya’da ünlü olmasında bir etken tabi ki! Derin bakışlar, güzel ve iri gözler daha ne olsun bro. Unutmadan kızı da oyuncu olmuş, Lana Wood.
Brigitte Bardot
“Gençliğimi ve güzelliğimi erkeklere adadım. Şimdiler de ise bilgimi ve tecrübemi hayvanlara harcıyorum.”
Tam bir Fransız kadını… Güzel sesi ile şarkıcı, güzelliği ile bir model ve tabi ki başarılı bir oyuncu. Kendisi 1950’li ve 1960’lı yılların en önemli seks sembollerinden birisidir. Birçok komedi filmi içerisinde rol almıştır ama en çok bilineni ve Dünya’ya damga vuran filminin adı “And Godd Created Woman” olarak karşına çıkar. Yani, Tanrı Kadını Yarattı bro. 1973 yılından beri de Hayvan Hakları savunucusu olarak hayatını sürdürüyor. Unutmadan! Brigitte Bardot’un imzası B.B.
Rita Hayworth
“Bence tüm kadınların taşıdığı bir incelik var. Yalnız bu incelik, tüm kıyafetlerini çıkardıkları anda yok oluyor.”
12 yaşında babası ile birlikte sahnelere çıkmaya başlıyor ve 3 sene içerisinde Fox Stüdyoları tarafından keşfediliyor. Sonrasında Columbia ve Warner Bros ve şöhret… “The Strawberry Blonde”, “You’ll Never Get Rich”, “Cover Girl”, “Gilda” gibi eserlere damgasını vuruyor. Gilda filmindeki rolü ile tam bir seks abidesi ve Aşk Tanrıçası oluyor. 1980 yılında Alzheimer hastalığına yakalanıyor ve 68 yaşında ölüyor. Onun Alzheimer olması, tüm Dünya’nın bu hastalıktan haberdar olmasına sebep oluyor. Sonrasında Alzheimer ile savaş vb. fonlar kuruluyor.
Grace Kelly
“Ava Gardner taksiye bindiğinde, sürücü onun Ava Gardner olduğunu bilir. Lana Turner ya da Elizabeth Taylor için de bu geçerlidir ama benim için bu geçerli değil. Ben her zaman Grace Kelly’e çok benzeyen bir kişiyim.”
Monaco Prensesi… Muhteşem güzel… Grace… Dünya üzerine gelmiş en güzel kadınlardan bir tanesi. Asaleti, zarafeti ve zekâsı ile işte kadın budur dedirten bir güzel. Aslında Monaco Prensi Rainier ile evlenmesi ile beraber sanat Dünya’sından kopuyor ama kısa süreli hayatı boyunca çekmiş olduğu “Mogambo”, “Rear Window”,“Country Girl” filmlerindeki başarılı oyunculukları ile dikkatleri çekiyor.
Ava Gardner
“Meşhur olmak ile ilgili söyleyebileceğim en güzel şey, ünlü olmanın bana istemediğim her şeyi vermiş olmasıdır. Samimi olmam gerekirse, bayağı yüzeyselim.”
“The Killers” filmine dek MGM stüdyoları içerisinde küçük roller alarak sahne dünyasına atılmış bir güzel. Mogambo’daki rolü ile en iyi oyuncu dalında Oscar’a aday gösterilmesi ile beraber de ününe ün katmıştır. Sonrasında ise çok başarılı bir kariyeri olmamıştır ama MGM stüdyolarının ona yapmış olduğu yatırım ile tüm Dünya’ya filmleri dağılmıştır. “Bhowani Junction”, “The night of the Iguana”, “On the Beach” filmleri ile de birçok ödüle aday gösterilmiştir. Her şeyi geç, bu kadın bildiğin güzeldir Başgann! Zaten, bilinen takma adı da “Güzellik”tir.
Elizabeth Taylor
“Sadece evlendiğim adamlarla yattım. Kaç tane kadın bu söylemde bulunabilir ki?”
Çocukluk yıllarında sahnelere çıkan bir sanatçı ve Hollywood’un altın çağının keşfi olan bir kadın. Menekşe rengi gözleri ile erkeklerin yüreklerini hoplatan bir güzel. İki kez en iyi kadın oyuncu dalında Akademi Ödülü’ne layık görülüyor. Hangi filmler mi? “Butterfield 8” ve “Who’s Afraid of Virginia Woolf?”. Kısacası, oyunculuk desen muhteşem, güzellik desen tam yerinde, kalite desen hayatının her yanına yansımış bir sanatçı. Yani evlenilecek kadın bro. Bu yüzdendir ki, tam 8 kez evlenmiş. Çalkantılı aşk hayatının dışında 1985 yılında AIDS ve HIV araştırılmalarının geliştirilmesi için bir fon kuruyor. Yani, Dünya’ya katkısı tartışılmaz bir iyilik yapıyor.
Audrey Hepburn
“Biliyorum seksi bir kadın değilim. Bu durumda, hayallere kapılmadan komik bir görünümüm olduğumu söyleyebilirim Dişlerim komik mesela, bir film kraliçesi olmak içinde olması gereken birçok özelliğe sahip değilim. Bu özellikler içinde endamlı olmak da var.”
Bir film yıldızı ve de bir moda ikonu olarak anılan kadın… Amerikan Film Enstitüsü’ne göre Amerika tarihindeki gelmiş geçmiş en efsane ekran yüzlerinden bir tanesi. Unutmadan! Tüm Dünya üzerindeki en doğal güzelliklerden birisi olarak kabul ediliyor. Kendisi nam-ı diğer tatlı cadı. “Sabrina”, “Roman Holiday”, “Breakfast at Tiffany’s”, “My Fair Lady”, “Wait Until Dark” akla gelen filmleri. Bu arada UNICEF ile seneler boyunca ortaklaşa çalışmalar yürütüyor. Yani, o da güzel yüzlü bir melek olarak UNICEF iyi niyet elçisi olarak hayata dokunanlar arasında.
Marlyn Monroe
“Büyük bir yıldız olmayı her şeyden çok istedim. Bir yıldız olmak, çok kıymetli bir şey.”
1950’lerin seksi kadın idolü. Amerikalı oyuncu, model ve şarkıcı. Yani, her şey. Ailesi yok, kendi ayakları üzerinde durmayı çocuk yaşlarında öğrenmiş bir karakter. Bu nedenle, hayatı çok fazla önemsemiyor. Bu nedenle, istediği an istediği şekilde yaşıyor. Bu nedenle de seneler geçse bile, belki de en güzel fiziğe ya da yüze sahip olmasa bile erkekler arasında her zaman bir numara o. Tam bir sarışın aptal ama zeki… “Gentlemen prefer Blondes”, “Monkey Business”, “How to Marry a Millionaire” birkaç filmi aklında bulunsun. “Some Like It Hot” filmindeki oyunculuğıyla da Altın Küre ödülüne sahip. Çalkantılı aşk hayatına girmeyeceğiz.
Güzellerimiz 40’lı ve 50’li yıllardan oldu Başgann! Belki o dönem sinemanın altın dönemlerinden birisi olmasındandır ya da o dönemin suyunda vardır bir şeyler bilemeyiz ama gördüğün gibi, o dönemin kadınları çok farklılar ve güzeller. Total futbol oynuyorlar. Şimdilerde bu tip kadınları bulmak çok zor değil mi? Gerçi, güzel kadınların yaşadığı ülkelere şöyle bir bakmak lazım.
Hadi bize eywalla…
Basgann’a sor! Biz cevaplayalım…
F: Basgann Facebook Sayfası
T: @basgannasor
M: basgann@basgann.com