Uyarı: R. Daha çok anlamaya çalışınca, daha akıllı olabilirsin.
Sana da olur mu öyle sevgili okur? Dizüstü bilgisayardan müzik dinlerken, bir şeyler yazıyorsan, aşağıdan aşağıdan kendi müziğini yapan hoparlör sayesinde iki müzik dinlersin, inanır mısın hem de aynı anda. Birincisi senin çaldığın –artık youtube’dan bir şeyler olur, spotify’da bir başgann listesi olur, senin tercihin. İkincisi hissettiğin, var oluşun sesi tarzı bir şey. Gayet tabi bir şekilde, günlük hayatındaki kirlilik gereği, filtrelediğin pek çok güzel şey, mesela inşaat sesleri, gibi bunlar da senin için hiç var olmayabilirler. Keyfine bakarsın.
Peki ya varsa? O zaman senin liste parçandaki müzik, varoluş mekaniğindeki sesiyle harmoniğiyle, uyumuyla, şusuyla ve busuyla bizim denkleme girer. İşte sevgili okur, benim için spirituellik de budur. Kimisi inanır, kimisi inanmaz. Sana dair bir konu, ki kimseleri de bu nedenle ilgilendirmez. Yeter ki sen kendine yakışanı giy. Unuttun bu sözü, araya başka gündemler girdi hep.
Devir hızlı unutma devri, diyebilir biri şimdi. Bir yandan da hep geçmişte yaşıyoruz. Kendimize yalan yanlış bir gerçeklik üretiyoruz. Sonra onun üzerinden yeni şeyler. Çok takılma, carpe diem… En rahatı üzerinde durmamak mı yoksa çevrenle-kendinle barışmak mı? Üzerinde durmamayı seçerek huzura ulaşacağını düşünmek en tatlısı. Kimbilir belki de oluyordur. Her zaman her şeyi bilmiyorum başgann. Sen de bilme.
Sevdiğim bir söz var. Lisede okumuştum, sanırım gazetedeydi. İnsanların inançlarını ellerinden almayın, diye hoşgörüden bahseden bir söz, başka bir şeyleri olmayabilir, diye bitiriyordu. Başkalarının inandıkları şeylere karışmak acaba ne kadar doğru? Şöyle ki ya kendi inancımızı korumak için yapıyoruz bunu, güvensizlikten, ya da işgüzarlıktan, laf olsun diye. İkisi de oldukça saygı eksikliğine gidiyor ve geri gelemiyor.
Rastgele bir insanla hoş bir sohbet edebilmek ve iyi bir hissi paylaşabilmek, bir inancı savunmaktan daha mantıklı geliyor. Nihayetinde, onca güzel şey var üzerinde anlaşabileceğiniz. Bu nedenle zır-zop kedi videolarını çok takdir ediyorum. Ne yapalım buluştuğumuz asgari müşterek (bu sözü de hiç sevmem ortak kalanların en küçüğü mü ne onu hatırlatıyor) bir tekir üzerinde oynanan oyunlarsa.
İnsanlık canlı olsun olmasın empati yapabilmekte. En insansı şeyler de hayaletler bu nedenle. Casper ya da hayalet avcılarındaki sümüksü yeşil şey, bunlardan sadece bir ikisi. Karayip korsanları da fena değil, Charles Dickens’ın zaman hayaletleri de. Bak ne diyeceğim, kültür merkezleri var ya, ne güzel yerler. Yeni hayatlar, düşünceler ve hayaller. Bunlar ise her yerde. Sen biraz keşfet ve açık ol yeter. Hepsi birer mucize.
Gideri olmayan yazılar 18, İstanbul, rs
F: Basgann Facebook Sayfası
T: @basgannasor
M: basgann@basgann.com
-
Basgann, peki hangi viski? Viski nedir, nasıl içilir? Erkek adamın içkisinin
-
Gerçeklere hazır mısın Başgann! Kadın da erkek kadar avcıdır. Ki bunu daha