Uyarı: Her zamankinden.
Aşk için söylenen her şeye ben de inandım, başgann. Sen de inandın mı? Hayır sen de inansan yenecebiliriz bile karşı takımı (bkz. glikoz şurubu içermeyen yazılar 1).
Hemen konuya gireceğim. Dünyayı pop kurtaracak, sen değil. Çünkü dünyayı dün de pop kurtardı. Nasıl yani, diyeceksin. Başgann sen dünyayı kurtaran adamı duymadın mı? Hah işte. Bu dünyanın kurtulmuş hali. Yarın daha da kurtulmuşu geliyor. Bir yerlerde birileri bunun için ne zor tercihler yapıyor, mesela biraz olgunluk yapıyor, alttan alıyor falan. Ya gerçek diyorum, bunlar da oluyor. Otobüs sırasında önüne atladığın teyze gülüp geçiyor mesela. Aleyhinde tezahürat yaptığın takımın taraftarı atkısıyla yanında attıkları gole seviniyor ya da, o an anlıyorsun. Biraz daha evrilsek bir kurtulacak ki Dünya, gezegenin güneş sistemini terk etmesi işten değil. Bir ışık yılı için galaksi turuna çıkacak. İzle bak güneş sistemini düzeltmek için geri dönünce olacak şenliği. Mars ile Venüs’ü bile bir araya getirebiliriz, rahat ol.
Konudan uzaklaştık mı Başganncığım? Hahah. Kusura bakma ben bile güldüm buna. Hemen bir rewind. 18 yaşında çocuk ne anlar rewind’ın bahsettiği geri sarmaktan. National Geographic’te bir belgesel belki, ya da bir şarkı, ya da bir film. Ne çok şey var şu popüler kültürde. Dünyamızı kurtarmış onca zaman, farketmemişiz. Hani yazılar vardır, böyle nefis, onlar gibi bir şey. Ancak gülümsemesi kalır akılda. Öyle insan bir şey şu pop, fakat şu pop değil, buraya bir link.
Dostum, şimdi, sana diyorlar ki okuyu kitlen 18-24 yaş aralığında. Bence bu bir iltifat. Şahsen benim akıl yaşı o civarlarda. Hele ki olgunlaşamayan, ergen bir kültür de var. Pop başka bir şey. Aslında çok da bilmiyorum felsefesini, fakat çoğunluğu bir araya getirebilen iyi bir yanı var. Bence güzel olan da, dışarıda bıraktığı azınlığıyla, farklılıkları da tanıması, taşıması, içselleştirmesi, güzelleyişleri. Pop dediğin biraz light olacak çünkü, hayat öyle güzel be başgann. Bir sonraki yazıda kadınlardan bahsedelim mi? Light deyince… ne bileyim…
Bak ben ufakken, 6-7 gibi, işler farklıydı. Aşk için söylenenlere inanırdım. Aslında sadece aşk için değil. Ne söylense inanırdım. Büyüyünce de inanmaya devam ettim, fakat bu sefer bir tercih bu. Be the change you want to see in the world, hesabı. Hint işi insanlık düşüncesi. Ne var ki, her kültüre iyi geliyor bu düşünce. Harika, bence.
Neyse, insanların söyledikleri aşk için bile hep doğru değil. Çoğu zaman çoğu insan, sen dahil, pek bir şey bilmiyorsun. Çünkü, sen de ufakken, artık kaç gibilerdeysen, söylenenlere inandın gelişi güzelinden. İyi yaptın ya da yapmadın, diyemem, nereden bileceksin nasıl düşüneceğini. Hem Albert da bu konuda hemfikir. Balığa ağaca nasıl tırmanacağı üzerinden ahkam keserseniz, kendini hep bir aptal gibi hisseder.
Kendi düşüncelerini kurduğun günler dileğiyle, sevgiler.
Glikoz Şurubu İçermeyen Yazılar , nam-ı diğer “Gideri olmayan yazılar 5, İstanbul, rs”
Basgann’a sor! Biz cevaplayalım…
F: Basgann Facebook Sayfası
T: @basgannasor
M: basgann@basgann.com